Çocuk Diş Hekimliği

Çocuk Diş Hekimliği nedir?

Süt dişleri, normal dişlere kıyasla daha fazla organik madde içerirler. Bu sebeple, çürümeye daha eğilimlidirler ve daha hızlı çürürler. Çocuklar genellikle çürük belirtilerini erken aşamada algılayamazlar; örneğin, soğuk veya sıcak hassasiyeti gibi. Genellikle ağrı dayanılmaz hale geldiğinde fark edilirler, bu da genellikle çok geç bir aşamadır. Ayrıca, çocuklar yetişkinler kadar ağız bakımına dikkat edemezler. Diş fırçalama alışkanlığı genellikle çocuğun el becerisine, merakına ve ebeveynin tutumuna bağlıdır. Özellikle, annelerin sıkça yaptığı bir hata, emzik veya biberonu şekerli gıdalara batırarak çocuklara vermek veya uyku sırasında şekerli süt veya meyve suyu gibi içeceklerle alıştırmaktır. Bu durumda, düzensiz beslenme dişlerin çürümesine neden olabilir.

Henüz çürüğü tamamen önleyecek bir aşı veya ilaç bulunmamaktadır. Ancak, çürük sayısını azaltmak için bazı malzemeler mevcuttur, bunlardan biri ise “fissür örtücü” olarak adlandırılan maddedir. Diş çürükleri genellikle çiğneyici yüzeylerinde bulunan “fissür” adı verilen oluklarda başlar. Fissür örtücü malzeme kullanılarak bu olukların üzeri kapatılarak, mikrop ve yemek artıklarının bu bölgelere sızması engellenir ve çürüğün başlaması önlenir. Bu işlem, 6 yaşından sonra çıkan kalıcı azı ve küçük azı dişlerine de uygulanabilir. Çürüğü önlemenin başka bir yolu da dişlerin çürüğe karşı direncini artırmaktır. Dişlere yüzeyde florür uygulanarak bu direnç artırılır.

Süt dişlerinin başlıca görevlerinden biri, çocuğun sağlıklı beslenmesini sağlamaktır. Ayrıca, konuşma becerilerinin düzgün gelişimi de süt dişlerinin varlığına bağlıdır. Ancak, aşağıdaki gibi ciddi estetik sorunlar, hiç kimsenin çocuğunda görmek istemeyeceği durumlara neden olabilir. Süt dişleri, yerlerini alacak olan kalıcı dişler için alan hazırlarlar ve kalıcı dişler sürerken onlara rehberlik ederler. Dolayısıyla, süt dişlerindeki çürüklerin tedavi edilmemesi durumunda, ağrı, kötü koku, çiğneme güçlüğü, beslenme bozuklukları ve kötü görüntü gibi sorunlara yol açabilir. Bu tedavi edilmeyen çürükler ileride diş çarpıklığı, çene gelişiminde sorunlar ve hatta genel sağlık problemleri (romatizma gibi) gibi sonuçlara neden olabilir. Bu nedenle, süt dişlerindeki çürükler, “yenileri gelecek zaten” düşüncesiyle ihmal edilmemeli ve tedavi edilmelidir. Aksi halde, çocuk çok küçük yaşlarda ağrı gibi sorunlarla tanışabilir ve ileride fobiler geliştirebilir. Ayrıca, bu çürükler süt dişlerinin erken kaybına da sebep olabilir.

Çocuklarda dişlerin zarar gördüğü kazalarda hızlı müdahale çok önemlidir ve doğru tanı koymak hayati önem taşır. Bu nedenle, diş hekiminiz, kazanın ne zaman ve nerede olduğunu, darbenin hangi yönden geldiğini ve kaza sonrası belirtiler arasında baygınlık, kusma, hafıza kaybı gibi durumların olup olmadığını size soracaktır. Bu bilgiler doğrultusunda en uygun tedavi yöntemi belirlenebilir. Çocuklardaki diş yaralanmaları bazen kalıcı dişin tamamen yuvasından çıkmasına neden olabilir. Bu durumda, çıkan diş ile birlikte hemen diş hekimine başvurulmalıdır. Bu süreçte, diş süt içinde bekletilmelidir, ancak süt yoksa temiz su içinde saklanmalıdır.

Bebeklerin en azından ilk dört ay boyunca anne sütü ile beslenmeleri, ağız çevresindeki yumuşak doku ve kas fonksiyonlarının normal gelişimini sağlar. Anne sütünün yetersiz olduğu durumlarda, fizyolojik başlıklı biberonlar kullanılabilir (damaklı, kesik uçlu). Bebekler, 1 yaşından itibaren bardak ve kaşıkla beslenmeye alıştırılmalıdır. Biberonla beslenme en fazla 2 yaşına kadar devam etmelidir. Parmak emme, yalancı emzik kullanımı gibi alışkanlıklara ise 2-2,5 yaşına kadar izin verilebilir. Eğer parmak emme alışkanlığı varsa, bu durumun sebebi araştırılarak 3-6 yaş arasında bu alışkanlık mutlaka sonlandırılmalıdır. Solunum problemleri, çene gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yapabilir. Eğer sadece ağızdan solunum durumu mevcutsa (bu özellikle uyku sırasında fark edilebilir), mutlaka bir kulak burun boğaz uzmanına danışılmalıdır.

Bebeklerin 6-8 aylık olduğu dönemde (yani ilk dişler ağızda göründüğünde), diş temizliği uygulamasına başlanmalıdır. Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce, dişleri (en azından çiğneme yüzeylerini) temizlemek için bir tülbent ya da gazlı bezle ıslatılarak silmek yeterli olacaktır. Diş fırçası kullanımına ise çocuğun arka dişlerinin çıkmasından sonra (ortalama 2,5-3 yaşında) başlanması uygundur. Okul öncesi dönemde, çocuklara diş fırçalama teknikleri öğretmek genellikle zordur. Bu yaşlarda önemli olan, çocuğa diş fırçalama alışkanlığını kazandırmaktır. Çocuklar genellikle dişlerin görünen ya da kolay ulaşılan yüzeylerini fırçalarlar, ancak çürüklerin önlenmesi için dişlerin ara yüzeyleri ve çiğneme yüzeyleri de temizlenmelidir. Bu nedenle, fırçalama işleminden sonra ebeveynlerin kontrolü önemlidir.

Çocuğun ağız büyüklüğüne uygun, yumuşak ve naylon kıllardan üretilmiş diş fırçaları tercih edilmelidir. Sert fırçalar dişleri aşındırabileceği için kullanılmamalıdır. Eskimiş bir süpürgeyle temizlik yapılamayacağı gibi, eski bir fırçayla da dişler fırçalanamaz. Fırça kılları aşınmış olduğunda (genellikle ortalama 6 ay sonra), mutlaka değiştirilmelidir. Çocuğun dişlerini günde kaç kez fırçalatmalıyım? Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce, her biri üç dakikayı geçmeyecek şekilde etkili bir fırçalama yeterlidir. Diş fırçalama alışkanlığı gibi, her iyi alışkanlık çocukluk döneminde kazanılır.

Stres, agresif davranışlar, takıntılar veya endişeli kişilik yapılarına sahip olan çocuklar, diş gıcırdatma alışkanlığına daha eğilimlidirler. Dişlerde aşınma, uyku sırasında çıkan gıcırdatma sesleri, yüz kaslarında ağrı, çene ekleminde sorunlar, baş ağrısı, dişlerde sallanma ve hassasiyet gibi belirtiler görülebilir.

Öncelikle psikolojik faktörler ele alınarak diş gıcırdatma alışkanlığına yol açan nedenler ortadan kaldırılmaya çalışılır. Bu mümkün olmadığında, hastaya takıp çıkarılabilir bir gece plağı yapılır.

Parmak emme, genellikle küçük yaşlarda sıkça görülen bir alışkanlıktır ve genellikle dört yaşına kadar kendiliğinden kaybolur. Ancak bu alışkanlığın dişlerin çıktığı yaşlarda devam etmesi, dişlerde ve damakta yapısal bozukluklara yol açabilir. Bu bozuklukların derecesi, emme süresine, sıklığına, şiddetine ve parmağın pozisyonuna bağlıdır.

Parmak emmeyi önlemenin en etkili yolu, parmak emmeye eğilim gösteren çocuğu emziğe alıştırmaktır. Emzik, zararı daha az olan ve daha kolay bırakılabilen bir alışkanlıktır. Ancak tedavinin zamanlaması son derece önemlidir. Çocuk, bu alışkanlıktan kurtulmayı istemedikçe, tedavinin başarılı olması zordur. Çocuğun çevresinde alay edilmemesi ve baskı altında hissetmemesi için okul öncesi dönemde bu alışkanlıktan vazgeçmesi psikolojik olarak faydalıdır. Çocuk cesaretlendirilmeli, ödüllendirilmeli ve pozitif bir şekilde yönlendirilmelidir. Eğer 6 yaşına kadar alışkanlık kırılamamışsa, diş hekimine başvurularak profesyonel yardım alınmalıdır.

Bebekler için emme, rahatlamanın ve güven içinde hissetmenin en doğal yoludur. Eğer bebek parmak emme eğilimi gösteriyorsa, hemen emziğe yönlendirilmelidir. Emzik, parmak emmeye göre daha az zararlıdır ve sonraki yaşlarda daha kolay bırakılabilir. Emzik, günün büyük bir bölümünde değil, sadece gerektiğinde verilmelidir. Yapısal bozuklukları önlemek için, doğal meme yapısına uygun emzikler tercih edilmelidir. Emziklerin yapısı her gün kontrol edilmeli ve ağız yapısına uygun büyüklükte seçilmelidir.

Bebeklerin dişleri sürdüğü anda çürümesi neden olabilir? Bazı durumlarda, bebeklerin dişleri sürdüğü anda kahverengi lekeler oluşabilir veya dişler hemen kırılıp dökülebilir. Bu lekeler aslında diş çürükleridir ve dişler çürük nedeniyle kırılabilir. Bu erken dönemde oluşan çürükler genellikle biberon çürükleri olarak adlandırılır. Bebek beslenmesinde önemli bir rol oynayan anne sütü veya inek sütü doğal olarak şeker içerir. Gece beslenmesi sırasında bebek anne sütü veya biberonla beslenirse, süt ağızda birikir ve bakterilerin dişleri çürütmesi için uygun bir ortam oluşturur. Bu nedenle, özellikle gece beslenmesinden sonra dişlerin temizliğine dikkat edilmelidir.

Bebeklerde ortaya çıkan çürüklerin tedavisi oldukça zordur, bu yüzden koruyucu önlemler erken dönemde alınmalıdır.

Bebeğinizin gece biberonla uyuma alışkanlığını önlemek için şunlara dikkat edin:

  • Bebeği besledikten sonra uyutmaya çalışın.
  • Biberondaki sütü tatlandırıcılar ile zenginleştirmeyin ve beslendikten sonra mutlaka su içirin.
  • İlk dişler sürmeye başladığında, gece ve sabah beslenmeleri sonrası dişlerini ıslak bir tülbentle temizleyin.

Biberon çürüğü görülen dişlerin tedavi edilmemesi durumunda, ağrı ve iltihaplanma gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Bu durumda, çocuğun huzursuzlanmasına ve beslenme düzeninin bozulmasına neden olabilir. Ayrıca, iltihap alttan gelecek kalıcı dişlerin şeklini etkileyebilir. Bu dişler çekilmek zorunda kalırsa, çocuğun konuşma problemleri yaşamasına neden olabilir.

Biberon emmeyi bırakmış olmasına rağmen bebeğinizin dişlerinde çürük oluşuyorsa, bu durumun nedenleri arasında emziklerin tatlandırıcılarla kullanılması ve karbonhidratlı-şekerli gıdaların tüketilmesi sayılabilir. Bu tür alışkanlıkların yerine, besin değeri yüksek gıdalar önerilir.

Bebeklik döneminde ve üç yaşına kadar çocuklar için diş macunu kullanımı önerilmez. Ancak diş macunu kullanımına başlandığında, florlu diş macunları tercih edilebilir. Fırçalama işlemi sırasında macundan çok, etkili bir fırçalama işlemi önemlidir.

Ağrıyan dişin etrafını temizleyin ve ılık tuzlu su ile gargara yaptırın. Aspirin gibi ilaçlar kullanmayın ve en kısa sürede bir diş hekimine başvurun.

Yaralı bölgeye buz uygulayın ve kanama varsa, temiz bir gazlı bez ile hafifçe basınç uygulayın. Kanama durmazsa en kısa sürede diş hekimine başvurun.

Dişi mümkün olduğunca köküne dokunmadan saklayın ve en kısa sürede diş hekiminize başvurun.